Etnik ayaklanmaları, grevleri, muazzam büyüklükteki fabrikaları, tarihi borsası, Pulman vagonları, mezbahaneleriyle yeni dünyanın sembol metropollerinden. Katı olan herşeyin buharlaştığı bir mekan. Şehrin tarihi moderniteye farklı bir giriş, nevi şahsına münhasır bir odak olarak da okunmaya uygun.
Paris, Londra gibi Avrupa metropollerinin yanında yeniyi temsil ettiği söylenebilir. Izgara planın kusursuz bir uygulamasıyla hayranlıklar uyandırdığı kadar sırf bu nedenle şiddetli eleştirilerin de odağı olmuş bir kent. "Doğanın metropolü" diyen de var Blues'un Başkenti diyen de. Her ikisi de doğru belki, ancak en çarpıcısı hırslı, engel tanımayan kapitalist girişimciliğin cisimleştiği bu şehir en yoksulu ve en fakiriyle tarihin gördüğü en önemli insan deneylerinden birinin ete kemiğe büründüğü bir yer.
Çok katlı yapıların tarihi bakımından ilkleri bünyesinde barındıran gökdelenlerinin yanı sıra müzeleriyle, sahil yürüyüş yollarıyla, ünlü mimarları, parkları, lokantalarıyla modernliğin katı ve soğuk standartlaştırılmış zamanının metropolü Chicago...
Aşağıda benim ve eşimin çektiğimiz bazı Chicago fotoğrafları...
harika fotolar. emeğinize sağlık
YanıtlaSil