18 Ocak 2012 Çarşamba

Loic Wacquant: Kent Paryaları-İleri Marjinalliğin Karşılaştırmalı Sosyolojisi

Loic Wacquant'ın Kent Paryaları-İleri Marjinalliğin Karşılaştırmalı Sosyolojisi adlı kitabı geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi Yayınları arasından Mehmet Doğan çevirisi ve Nazlı Ökten'in redaksiyonuyla yayınlandı. Kent ve devlet sosyolojisi alanında çalışanlar için lisansta da kısmen olmakla beraber daha çok lisans sonrasında okutulması kesinlikle gerekli kıymetli bir eser Wacquant'ın çalışması.
Kitap Wacquant'ın Şikago ve Paris'te yürüttüğü etnografik alan çalışmalarından da besleniyor. Ancak temelde gettonun, banliyönün dönüşümünü ve post-Keynesyen dönemde kent marjinalliği hallerini karşılaştırmalı biçimde aydınlatmayı hedefleyen siyaset, devlet ve kent sosyolojisinin ustaca harmanlanmasıyla oluşmuş bir çalışma. Avrupa ve ABD'deki kent marjinalliği deneyimlerinin benzerlik ve farklılıklarına vukufiyetle bakıyor. Literatürü dikkatli biçimde eleştiriyor ve elden geçiriyor. Konuyu açıklamak için folk kültürden ve sosyal bilimden gelen kavramların eleştirisini yapıyor. Getto, underclass gibi kavramların gelişigüzel ve bir tür sahte gerçekcilik içinde kullanılmasının sorunlarına değiniyor. Kent incelemelerinin sosyolojik bakışla çalışılmasının metodolojik arkaplanını kabaca kurmaya çalışıyor, ki bu tür bölümleri ustaca bir özetle kotarmış.
Geçen yıl Avusturyalı iki şehirleşme profesörünün (şimdi isimlerini hatırlayamadım, hatırlayınca yazacağım) bu kitap ve Wacquant'ın şehirleşme süreçlerine ve kentsel farklılaşmaya bakışı üzerine oldukça sert bir eleştirilerini okumuştum. Kabaca Wacquant'ın kente parçacı baktığını, marjinalite olgusunu kent gerçekliğinin asli boyutlarıyla orantısız biçimde fazlasıyla abarttığını, fazlasıyla ideolojik olduğunu iddia eden bazı eleştirilerini sıralamışlardı. Sonradan bu tür başka yorumlara da rastladım. Kent makinesinin kendi çalışma kurallarını görmek gerek diyorlar özetle. Eleştirilerinden Bourdieucü alan mefhumunu yeterince anlamadıklarını ve Wacquant'ın özellikle marjinallerin etiketlenmesi ve sembolik mahkumiyeti üzerine yaptığı tahlilleri es geçtiklerini söyleyebilirim. Ayrıca apriori her tür damgalayıcı kavramlaştırmayı kritik ederek işe başlayan bir sosyoloji yapma tarzının inceliklerinden habersizlikleri ise izahtan vareste.



Loic Wacquant


Wacquant'ın eseri (daha önceden Birikim ve Toplumbilim dergilerinde kitaptan belli bölümler yayınlanmıştı) kendi deyişiyle birinci dünyadaki marjinaller, banliyönün değişen anlamı, getto ve hipergetto üzerine yoğunlaşıyor. İkinci ve üçüncü dünyadaki (sınıfaltı-underclass kavramıyla ilgili yapısökümü ve kavramı eleştirmesi gayet haklı) marjinalleştirilmiş grupların örgütlülük kapasitelerinin, direniş motiflerinin, özneleşme süreçlerinin, sınıfsal deneyimlerinin farklı olduğunu karşılaştırmalı biçimde farklı eserlere yaptığı atıflarda özellikle vurguluyor.
Kitabın Karıştırmaktan Karşılaştırmaya adlı 5. bölümü bunun oldukça dakik ve eleştirel bir tartışmasını içeriyor (Yanlış hatırlamıyorsam Toplumbilim dergisindeki yazı bu bölümün çevirisiydi). Özellikle Keynesyen refah devleti uygulamalarının Reaganomics ile birlikte çöküşe geçmesiyle ortaya çıkan neo-liberal ceza devletinin kent marjinalliğinin artışı üzerindeki etkilerini vukufiyetle ortaya koyuyor (1993'de Bourdieu'nün Wacquant ve diğer meslektaşlarıyla birlikte yazdıkları Dünyanın Sefaleti'ndeki birçok tartışmayla akraba kentsel süreçler ve devlet etkisi konusundaki tartışma).
Avrupa ile ABD arasında bile bu konuda anlamlı farklılıklar olduğunu kitaptan görmek mümkün. Bourdieu'nün epistemolojik dikkat ve alan kavramlarını dikkate alarak baktığımızda kent marjinalliğinin Türkiye'de ve benzer ülkelerde kazandığı biçim üzerine daha çok sayıda sağlam etnografilere ihtiyaç olduğunu söylemek gerek. Mevcut yayın birikimini şahsen yeterli görmüyorum. Sema Erder'in çalışmalarını ve çalışkanlığını ise ayırmak gerekiyor. Bu anlamda kitap Türkçe'de Avrupa ve ABD deneyimleriyle karşılaştırma imkanı sağlaması bakımından çok kıymetli. Ancak sonuçların birebir bir teorik aktarımı Wacquant'ın da belirttiği gibi açıkça yanlış olacaktır. Bu anlamda eserin tartışılmasında farklı toplumsal uzaylarda kent marjinalliğinin kendini aynı şekilde tekrar etmek zorunda olmadığını akılda tutmak ve fakat eşbiçimli yapısal oluşumları keşfetmek açısından ise bu sağlam karşılaştırmalı çalışmanın ve devlet, kent, siyaset sosyolojisi alanındaki seçkin eserin değerini teslim etmek gerek. Wacquant'ın hiç de kolay olmayan dilini Türkçeye başarıyla aktaran çevirmen ve yayına hazırlayanları da tebrik ederim.
Loic Wacquant'la ilgili zengin Türkçe materyal ve dosyalar ŞURADA.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder